Isparta Gelendost Keçili Köyü

Isparta Keçili Köyü - Sizlerin Eserleri

   
  Isparta Keçili Köyü
  Sizlerin Eserleri
 

 

BU BÖLÜMDE  KÖYÜMÜZDEN YETİŞMİŞ  , ŞAİR , YAZAR , SANATCI  GİBİ HEMŞEHREİLERİMİZİN ESERLERİNE  VE HATIRALARINA YER VERECEĞİZ . SİZLERDE  KÖY İLE İLGİLİ ŞİİR VE HATIRALARINIZI BURADA YAYINLATTIRABİLİRSİNİZ. AŞAĞI SAĞ TARAFTA WATSAPP DAN İRTİBATA GEÇEBİLİRSİNİZ. 
(Sayfadaki eserleri okumak için başlığa tıklayınız)

1-KİMLER GELDİ GEÇTİ BU KEÇİLİ'DEN Mehmet KUNTBİLEK

2-KÖYE VARINCA Halil ATEŞ

3-KIRBAŞ ÖĞRETMENİN KÖYE GELİŞİ  Şaban ÖZTÜRK hatırası.

4-HATIP HOCA AĞIDI (SES)

5- ŞABAN YILMAZ'DAN KERİM OĞLU ZEYBEĞİ (VİDEO)

6- KÖY TANITIM VİDEOSU 

7-SELVER KARAKALE TRT HABER'DE

8- HATIRA SESLER (ŞERİFE KARAKALE)



KİMLER GELDİ GEÇTİ BU KEÇİLİ'DEN ,
 Yazarı : Mehmet Kuntbilek

(Bu şiirin klibini seyretmek için tıklayınız)

“Tahtacı  Emmim”, koca orağa , tırpan dişerdi 
“Üsük dayı”, bağ bahçe komazdı, hep eşerdi, 
“Püsü Dayı nın “ ,öküz ölmüş  çifte eşek, koşardı. 
Kimler geldi, kimler geçti, bu koyden? 

“Topal Bayram ”, Kekeçoğlunda ,Tolasta tarla sürerdi, 
Fatış Durmuşu Komşulara kağnı, saban, kurardı. 
“Kale  Dayı, Ülüğün Musa ” çok güzel  duvar örerdi, 
Kimler geldi, kimler geçti, bu Keçili’den? 

“Cüllü oğlu Ali’nin”, sırma gibi  dişleri, 
“Cambaz Bayramın “, karman, çorman işleri! 
“İbremcenin ” çatık çatık  koca kara kaşları, 
Kimler geldi, kimler geçti, bu Keçili’den? 

“Süldürün  Mevlidin ”, öyküsü çok, acıklı, 
Eşi dul kaldı geride ,Eşe kızı ile  tek çocuklu, 
“Veli oğlu Mustan mı  ? Oda  çok uzun  bacaklı, 
Kimler geldi, kimler geçti, bu Keçili’den? 

Hacı Arap Kızı ” simit çayırında  ot  toplardı, 
“Oğlu Kumit Durmuş ”, pire gibi, zıplardı, 
“Kuldur Bayram ”,  koyunun önünde  hoplardı, 
Kimler geldi, kimler geçti, bu Keçili’den? 

“Koca Mehmet 
 ” nice, harplere girmiş, 
“Banayır Osman” Yunan zulmünü görmüş, 
“Savırdan Amat ” epey, çukur  tarla sürmüş, 
Kimler geldi,kimler geçti, bu koyden? … 

“Hatıp Hoca”, konuşurken, ortalık çınlardı, 
“Hacı Ali Emmi”, lep demeden leblebiyi  anlardı, 
“Koca Bayram ”, hep yataktaydı  inim, inim inlerdi, 
Kimler geldi, kimler geçti, bu Keçili’den? 

Dağlıların Faydalı ”, gencecik dünyadan gitmiş, 
“Süycü Dayı  “ maşallah hep evlat   üretmiş, 
“Aydınlı Mustafa ”  hep gurbete tamah  etmiş, 
Kimler geldi, kimler geçti, bu Keçili’den? 

“Beber Osman  Amca  ”, biraz tuhaf, biriydi, 
“Öğretmen  Mehmet Ünal ”, tam bir’ gönül, eriydi, 
“Halil Ateş  Akşehir’de  ” Keçili Köyünün  ilk şairi idi , 
Kimler geldi, kimler geçti, bu Keçili’den? 

Banayırların Mehmet Ali ”, koyden,göçtüydü, 
“ Ülüğün Musanın” üstüne, duvar uçtuydu, 
“Cakcan Ramazan  da  ” Antalya’ya  kaçtıydı, 
Kimler geldi, kimler geçti, bu Keçili’den? 

Gökce Amat Amca” zeki idi  ama aklından  oldu, 
“Ali Osman Kuntbilek “ trafik kazasından öldü, 
Ölüm ona 1986 Ramazanında iftar vakti geldi. 
Kimler geldi, kimler geçti, bu Keçili’den? 

“Banayır Ayşesini   Verem aldı  götürdü, 
“Güdük Ali ,  Aydınlı Mustfa astımdan öldü, 
“Mühendis Ummuhanı ” kanser yedi  bitirdi, 
Kimler geldi, kimler geçti, bu Keçili’den? 

“Onbaşı ve karısı “ akşam sabah, camdadır, 
Yaşına bakarsan, “Kezibanca”  hep öndedir, 
Kimbilir! artık   şimdi  gitme sırası kimdedir. 
Kimler geldi, kimler geçti, bu Keçili’den? 

“Yaşar Ebem ‘in ” saçları   söllüm, söklümdü, 
“Lüle Halamın misafir çoktu  evi, dıklım, dıklımdı, 
“Fatış Ebe vardı bir beli, iki büklümdü, 
Kimler geldi, kimler geçti, bu Keçili’den? 

 “Banayır Eminesi Ebem ”, hayırı çok severdi, 
“Battalın anası Eşece romatima  idi hep dizlerini ovardı, 
“Dağlı kızı Fatma  ” dibekte güzel  bulgur döverdi, 
Kimler geldi, kimler geçti, bu Keçili’den? 

Rahmetli Hasibe Teyze  beni çok severdi, 
“ Santırca  Osman geldiğinde  hep bücük güderdi, 
“Sarı Hüseyin eşi Dursun teyze hep hasta  idi, 
Kimler geldi, kimler geçti, bu Keçili’den? 

Hacı oğlu Mustafa  lokum bisküvit satardı, 
“Hatıp Karısı Cemile  teyze güzel nasihat ederdi, 
“Bılı Karısı  Panka Ayşe yenge “ baya  hayli fakirdi, 
Kimler geldi, kimler geçti, bu Keçili’den? 

“Ülük Karısı Sultanca  “ güzel çörek  çekerdi, 
Hürü kızı vardı  elbiseleri  yamar yamar  giyerdi, 
“Böcük Ramazan Amca nohut , haşhaş ekerdi 
Kimler geldi, kimler geçti, bu Keçili’den? 

“Osman Efendi vardı  , baston, elde gezerdi, 
“Zülfü teyze  ”  evin önüne biber, patlıcan  dizerdi, 
“Veli Gelini Ayşe ” uzun boylu, eser eser , tozardı, 
Kimler geldi, kimler geçti, bu Keçili’den? 

 Cambazın Mustan  ve  güzel karısı  Keziban,
Onlar çok erken gitti kaldı çocukları gariban,
Hasan Özyürek çocuk yaşta kendini  ağaca asan ,
Kimler geldi, kimler geçti, bu Keçili’den?

 Müfettiş Hasan son nefesini verdi Belçika’da,
İlk gurbetci Mahmut Balban ise Almanya’da,
Mırının Yıldız vermeden öldü Mezarı Ankara’da,
Kimler geldi, kimler geçti, bu Keçili’den?

 İlk Köyden göçen Banayırın Aydınlı Mustafa,
Aydın’da Huzurevinde öldü Köroğlu  Mustafa,
Birde Cakcan vardı , Antalya’da çok cekti cefa,
Kimler geldi, kimler geçti, bu Keçili’den ?

Göncü Ramazan   kardeşi Şeytan Amat Antalya’da,
Banayır oğlu Mehmet Ali can verdi bir ramazanda,
Kara Amat ve Hacalı Kızı Ayşe’nin mezarı Isparta’da
Kimler geldi, kimler geçti, bu Keçili’den?

 Sağıroğlu Apdil  , Bılı Durmuş güzel kaval çalardı,
Hatıp Hoca   onlarla çok acıklı  Ağıt söylerdi,
Sağıroğlu Halil  “ no oluyor orada len” derdi.
Kimler geldi, kimler geçti, bu Keçili’den  ?

 Genç yaşta suda boğuldu Keşirin İbrahim Çay,
Yaylada  cinayete kurban gitti Durmuş Altınay,
Trafik kurbanı,  Sarı Mehmet oğlu Ahmet Taşaltın da say,
Kimler geldi, kimler geçti, bu Keçili’den ?

 Vellerin Mustan Aydoğmuş feci can verdi kazada,
Dörtlü Osman ve Karısı Isparta Isparta  Gülistan’da
Osmanların Hasan Çavuş  can verdi  bir gece dağlarda,
Kimler geldi, kimler geçti, bu Keçili’den ?

 Çok genç gitti Ümmü Bolat ile Hatıpların Ümüşen ,
Akide Polat ile  Mühendis Ümmühan son toprağa düşen,
Ölenler kurtuldu  gitti , kalanlar bitkin , perişan,
Kimler geldi, kimler geçti, bu Keçili’den ?

 Mırıların Safıya Çetinkaya çok acı çekti ,,
Topal Bayramın ölümü herkesi yıktı,
Bir yuva bir gecede yandı kül oldu, öylece  bitti.
Kimler geldi, kimler geçti, bu Keçili’den ?

 Keçili Mezarlığında gördüm iki yüz kadar  mezar taşı,
Yazıyordu üzerinde  Özyürek , Öztürk , Taşaltın ,Göktaş’ı,
Bolat , Polat, Balban , Kuntbilek, Aydoğmuş, Balban ,Akbaş’ı
Kimler geldi, kimler geçti, bu Keçili’den  ?

 Kırk yıldır binlerce  evlere düştü şehit ateşi ,
Yetim kalıyor çocukları dul kalıyor eşi ,
Aldı  bizden , Akşehir Mezarlığında yatan  Murat Ateş’i
Kimler geldi, kimler geçti, bu Keçili’den ?

 Genç gitti , Mırı Muradı ve Murat Özyürek Ahirete,
Kuldur Bayram, Canbazın Mustan ’da erdi nihayete
Ne diyebilirim  Hacı oğlu Mehmet oğlu Hidayete ,
Kimler geldi, kimler geçti, bu Keçili’den ?

 Lakapları yazdım  diye bana  sakın darılmayın,
Elbette Keçili’den ölenler hep  bunlar sanmayın,
Aklıma gelenler bunlar , kalanı artık siz tamamlayın
Kimler geldi, kimler geçti, bu Keçili’den  ?

 Daha kimleri sayayım eceliyle ölenler ,
Veli oğlu Mustan , Kadı Mehmet nice erenler,
Balban Ramazan , Keşir Hüseyin son gidenler,
Kimler geldi, kimler geçti, bu Keçili’den ?

 Mehmet Kuntbilek  yine aldı kalemi eline ,
Yazdı bir şeyler,  yine ne geldi ise diline,
Hepimiz gideceğiz  kara toprağa bu böyle biline ,
Kimler geldi, kimler geçti, bu Keçili’den? 

SAYFA BAŞINA DÖNMEK İÇİN TIKLA 


 
KÖYE VARINCA  ( HALİL ATEŞ) 

Deli mezarına vardım göründü köyüm,
Burada kalır hep akrabam soyum,
Hastalanmış yatıyor Öpenoğlu dayım,
Bir çoğunu melul mahsun gördüm.

Sütçü Mehmet koşturuyor motoru,
Bulamadım eski hürmeti hatırı,
Yakupoğlu Ramazan tımar etmez olmuş katırı,
Bir evlek sürmeden birine tohum saçar gördüm.

Şakir Öztürk görüyor hep canavarı kurdu,
Kopuk Hasan'dan sorulur köyün derdi,
Kalmamış Nasıftan başka bir merdi,
Onu da Mırı Mehmediyle tartışırken gördüm.

Kurumuş Suluderenin kavakları söğütleri,
Reçel olmuş kızılcığı böğürtlenleri,
Keçilinin nice nice  koç gibi yiğitleri,
Tahsil  için köyden  kaçar gördüm.

Mühendis Bekir Pektaş  tilki peşinde,
Şaban  tavşanı tavada görür düşünde,
Henüz daha on üç on dört yaşında,
Çocukları babasıyla oyunda gördüm.

Var gencinden çok köyün kocası,
Tütmez olmuş köy odasının bacası,
Pekte yakışıklıymış köyün hocası,
Onu da insanlardan kaçar gördüm.

Hacıoğlu Mehmedin altından  dişleri,
Gerçekleşmez  olmaz gördüğü düşleri,
Accının çeşmede Köpek aramak olmuş işleri,
Onu da Örenköyde şaşar gördüm.

Yaza dönmüş köyümün kışı,
Yine çok var  toprağından taşı,
Viran olmuş  Oluksekizinin başı,
Onuda sesini kesmiş susar gördüm.

Kopuk Hasandır köyün hakanı,
Çakıcı içişleri Süllü başbakanı,
Şamcı Mevlüt çobanların can yakanı,
Bir çoğunu politikaya koşar gördüm.

Savırdan Ahmet’tir köyün irisi,
Sağıroğlu Halil hepsinin dirisi,
Ülük Hacı Mustafa onların perisi,
Onlarıda üçer ayak olmuş gezer gördüm.

Osmanoğlu Mustafa kahveci olmuş çay pişirir,
Hacıoğlu Mehmet ağa boşları deşirir,
Kopuk Hasan’ın konkende taşları aşırır,
Kart Ahmed’i okeyde yenilir gördüm.

Alıç ağaçları cinsiyet değiştirmiş olmuş muşmula,
Elmalar armutlar nimet veriyor her kula,
Köstebekler yuva yapmış sağa sola,
Tilkileri avcılara meydan okur gördüm

Toprak damlar dönmüş çatıya,
Çoban Sarıdayım kış eliyle gitmiyor yatıya,
Birkaç tane köpek bağlamış kapıya,
Onu da evladını yadellere satar gördüm.

Görünmüyor bizim Marangoz Musa,
Kimisi gamlı kimisini almış bir tasa,
Kediler pes etmiş fareler olmuş paşa,
Sütçü Alisini  de  çocuk avutur gördüm.

Duyuyormuş artık Püsü dayının kulağı,
Şaban Öztürk köyün habercisi ulağı,
Aktoprağın Kurağı çok, azdır sulağı,
Elmayı ,armudu, kayısıyı biter gördüm.

Nine olmuş al yazmalı analar,
Kezibanlar  Fatmalar Ayşe analar,
Öküze meydan okuyor buzağılar danalar,
Eşekler hamut takınmış çift sürer gördüm.

 Üsüğü yazmazsan bana darılır,
Arkadaşlar, akrabalar boynuma sarılır,
İyiden kötüden haber sorulur,
Kemal’ide selam verip geçer gördüm.

Vazgeçmiş bir çoğu karasabandan,
Toplanıp geldik yattan yabandan,
Çay, kahve içtik Mustafadan Şabandan,
Köyde İki kahvede dört masa gördüm.

Sütcünün Yalçının var kuzusu koyunu,
Yüzüğün yerini almış konken oyunu,
Herkez evine almış elektriğini suyunu,
Testileri, helkeleri  tarihe karışmış gördüm.

Şaban kahvede geçiniyor çaydan, sükadan,
Size bir şiir yazdım  yürekten ve candan,
Kolaymı tam Yirmibeş yıl geçti aradan,
Çoban çökerteni ayağıma batar gördüm.

Çocuklar hep okumaya gitmiş güldür güldür
Yetişmiş  Doktor , Subay , Hakim, Müdür
Mehmet TAŞALTIN olmuş Genel Müdür
Balcıyı  Madenliyi Kıskanır gördüm.

Keçilinin çoktur kalem tutan yiğidi
Köyde yokluk vardı ama herkes bir idi 
Astsubay Murat ATEŞ köyün ilk şehidi 
Onu da Akşehir şehit mezarlığında  gördüm.

Şiirimi okuyunca kusura bakmayın,
Bazen böyle yazarım kafanıza takmayın,
Gençler Eller çalışırken sizler yatmayın,
Ben kendimi Akşehir'e kaçar gördüm.

 Bu  şiiri  HALİL ATEŞ böyle yazdı,
Mehmet KUNTBİLEK de sesiyle çizdi.
Bu Keçilide ne yiğitler geldi gezdi.
Hepsini köyün girişinde yatarken gördüm.
 

SAYFA BAŞINA DÖNMEK İÇİN TIKLA 
Isparta Gelendost Keçili Köyü

 KIRBAŞ ÖĞRETMENİN KÖYE GELİŞ HİKAYESİ 
Nakleden : Şaban ÖZTÜRK
 Yıl 1955 Eylül ayı ,  askerden  geldim yeni evlendim borcum var , Rahmetli Sağıroğlu Halil'in yanında  çoban oalarak çalışmaaya başladım. Kötünnek ( Mademli) den bir adam gelmiş , " köyünüze öğretmen geldi. Kötünneğe eşyaları ile birlikte inmiş  gidip eşyalarını köye getirecelsiniz demiş. Muhtar herhalde Mırı Mustanı oda Sağıroğluna  iki kağnı ile birirsi Ülüğün kağnı diğeri senin  kağnıyı gönderelim demiş , Sağıroğlu bana kağnıyı hazırla dedi.hazırladım Ülük amca ile birlikte Kötünneğe vardık. Öğretmen orada bekleyip durur. İki kağnıya eşyalrı yükledik. O zaman kreder ile açılmış  Çavdarın bahçenin yanından geçen eski yol var. Yol iyi değil , o yolda kağnının bir tarafı iniyor bir tarafı çıkıyor. Eşyaları köye getrirdik , öğretmenin kalacağı yer yok  , Mırıların ahırın kenarında bir oda varmış öğretmeni oraya tek odaya  yerleştirdiler.  Bu arada öğrermenin eşyaları arasında  bir tahtadan yapılmış bir fiçi var fıçının ağzından bir şeyler akmaya başladı , öğretmen açtı " antep pekmezi " köpürmüş. 
Öğretmen hemen işe koyuldu okul yok  sıra yok  masa yok , Tek oda köy odası vardı . Köylü hemen  toplandı kimsi taş getirdi  kimisi çamur kardı ,Ülük mustafa ustalık yaptı ve köy odasına iki oda daha eklendi  ,  Gelendost'dan eski sıralar masalar sandalyeler getirildi tabikağnı ile , Köy odasının bir odasında kırk çocuk ( çocuk değil aslında köyüm gençleri desek yerinde olur) okumaya bailadı. Öğretmen çok fedakar bir insandı , gündüz   gençleri akşam yaşlıları okuttu , çoğu kişi onun zamanında okuma yazma öğrendi. Allah razı olsun bende onun zamanında öğrendim. İki yıl köy odası okul olarak kullanıldı. Öğretmen çok uzun boylu idi , kafasını odanın kapısına  çok vurmuş. Sonra yine öğretmenin girişimi ile şimdiki ilkokul binası 1857 yapıldı ve öğrenciler orada eğitime devam etti. 
SAYFA BAŞINA DÖNMEK İÇİN TIKLA 


HATIP HOCA AĞIDI

BU VİDEO'DA MUTLAKA BİR ANI BULACAKSINIAZ.

1970 yılında Isparta Gelendost Keçili Köyünden Almanya'ya
ilk giden Mahmut Balban tarafından getirilen teyp ile
o zamanın köyün ileri gelenleri tarafından Hatıp Hocanın 
( Mustan YILMAZ'ın ) evinde toplanılmış ve ilk ses kaydı yapılmıştır.
 
Abdil ÖZTÜRK ve Durmuş BOLAT tarafından kaval çalınmış ,
Hatıp Hoca ve Sağıroğlu Halil ÖZTÜRK tarafından AĞIT söylenmiştir
Bu kaydı yapan Rahmetli Mahmut BALBAN'a ve orada bulunan tüm
merhumlara Allah'tan rahmet diliyorum. Bu kasetin bu günlere
gelmesini sağlayan ve emeği geçen tüm hemşehrilerimize teşekkür ediyorum.
Saygılarımla Mehmet Kuntbilek VİDEOYU ZİLEMEK İÇİN TIKLAYINIZ....>>>>>

SAYFA BAŞINA DÖNMEK İÇİN TIKLA 


Video
    ŞABAN YILMAZ, ZEKİ ÖZTÜRK 
  MUSTAFA YILDIRIM'DAN  KERİMOĞLU ZEYBEĞİ

SAYFA BAŞINA DÖNMEK İÇİN TIKLA 


Video 

KEÇİLİ KÖYÜ TANITIM VİDEOSU
 
RAMAZAN BALBAN İLE RÖPORTAJ

SAYFA BAŞINA DÖNMEK İÇİN TIKLA 



 


 
   
 

Yukarı çık  çapası Bu web sitesi ücretsiz olarak Bedava-Sitem.com ile oluşturulmuştur. Siz de kendi web sitenizi kurmak ister misiniz?

Ücretsiz kaydol